
Gidiyor olmayi, yolda olmayi sevdim her zaman..
Yolda olmak; doganin güzelliklerine saskinlikla sahit olmak..
Yolda olmak; ruhun dinlenmesi,
Yenilenmesi..
İçine düştüğümüz eli kolu bağlanmışlık ve kandırmaca hissini anlamadan, anlatamadan geçecek yine sıkıntılar derken Yıldırım Türker söz verdi bize:
"Devletin, derini ve sığıyla el değiştirme dönemine girmişliğinin gerilimi yaşatılıyor hepimize. Okur yazarlar, özgürlükçüler solcular da acilen hakemliğe çağrılıyor.
Güçlü bir dayanışma hattı inşa etmenin tam zamanıdır. Solu tekrar kazanmak, biçimlendirmek, meydanlara salmak gerek. Solun öznesi, bu filler tepişmesinde ezilecekler olmak zorunda."
Hayata, zamana ve belleklere bırakıp gittiği karelerden sadece birisi;
Ben şahit oldum bu an'a ve bunun gibi bir çoklarına..
Bu gülümsemeye ve nice kahkahalarına..
Her zaman yanıbaşında duran beyaza atılmış bu olgun bakışına ve hayata dair tüm görmelerine..
Şanslı hissetmenin çok zor olduğu bir dünyada, bir çağda; bunu hep hissettirdiğin için..
"Zaman nedir?
Mekanı, duyularımızla, görmeyle ve dokunmayla algılayabiliyoruz, iyi, ama zaman duyumuz nerede?
Hiçbir şeyini bilmediğimiz, tek bir niteliğini bile sayamayacağımız birşeyi nasıl ölçeceğiz? Zaman geçiyor diyoruz. geçerse geçsin, beni ilgilendirmez ama ölçmeye gelince...yo, dur bakalım! Ölçülebilmesi için düzgün bir şekilde akması gerekir ama böyle yaptığı nerede yazılı? Bilinçli zihnimize göre bunu yapmıyor, biz öyle varsayıyoruz, düzen uğruna. Demek ki tüm ölçümler adetten."
Hans Castrop'un ağzından..
Büyülü Dağ - THOMAS MANN
Fotoğraf aksini söylüyor. Zaman akıyor bence. Birimizden diğerine, şekil değiştirerek. İzinsiz, sorgusuz ve sualsiz.
Peki..
O zaman gelecek geliyor. Hazır mısınız bir adım geri çekilmeye?