25 Mart 2008 Salı

Geçmiş Olsun !

Artık günümüz dünyasında halkları, üniversite öğrencilerini, etnik grupları ve bunun gibi insan topluluklarını kullanarak değişimler yapma, devrimler gerçekleştirme, devletleri parçalama, mevcut düzenleri istedikleri düzenlere çevirme gereksinimi kalmadı. Eğer belli bir kitle arkanızdaysa ya da belli bir maddi güce sahipseniz, geride kalanları –geride kalanlar çoğunluk dahi olsa- umursamadan rahatlıkla istediklerinizi doğru veya yanlış olsun gerçekleştirirsiniz. Evrim teorisine göre değişebilen ve çevresine uyum sağlayabilen insanlar da yeni düzene göre kendilerini hazırlar ve buna göre yaşamlarını sürdürürler. Geçmiş olsun bile demeye gerek kalmaz çünkü geçmişte kalan çoktan elenmiştir.

Türkiye’de insanları sokağa dökmeden bir iç savaş yaşanıyor. Yazarların, çizerlerin deyimiyle derin devlet savaşı. Birileri bu savaşı kaybedecek, ya da iki taraf birden kaybedecek. Ama sıradan insanların bu savaşta hiçbir etkisi olmayacak. Bizler sadece sonuçlarını yaşayacağız.

Ne kadar da demokratik değil mi? AKP doğduğundan beri, iktardar olduktan sonra demokratikleşme çığlıkları atarak herşeyin bugüne gelmesine çanak tutanlara ve bu çanak tutan kesime yeterince ses çıkarmayan kendime ve kendim gibi olanlara bakıyorum. Şimdi sadece kaderleri ne kadar da kendilerine bağlı! İşte tarihin tekerrür etmesi. Biz hep sandık ki – korkttuk ki - tarih aynen İran örneğindeki gibi tekerrür edecek. Etti aslında ama başka maske altında. Geçmiş olsun Türkiye’nin tüm aydınlık – demokrat ! – özgürlükçü insanlarına; bir kez daha ya kendinizi kullandırtmış durumdasınız ya da bir kez daha sus – pus yerinizde oturmuş sadece izler pozisyondasınız.

Hiç yorum yok: